07/07/2010

o delik kapansın



şimdi ilk soru, yazın bu sıcaklarında o plastikler ayaklarımızı terletmeyecek mi? yanında ayak kokusuna karşı bi önlem de verecekler mi? ben bunların cevabını almadan plastik ayakkabı almam arkadaş. ama illa da almak isteyenlere yukarıdaki modeli öneririm. ne kadar cici, mavisi ne güzel. markası melissa. melissa plastic dreams

bu yaz başından beri, Nişantaşı sokaklarında şu alttaki modeli de görür oldum. o ne kardeşim? parmağın ucunda ufacık bir delik. "gösteririm vermem" der gibi, çok kişiliksiz bir delik o. üstelik çok itici bir tarafı var, çözemedim ama var bi şeyi. o ayakkabıyla birini gördüğümde psikolojik galiba ama o minicik ne idiğü belirsiz delikten buram buram bir ayak kokusu geliyor burnuma. moda olan her şeyi geçirmeyin ayağınıza. o çirkin crocs'ları da rahat dediniz bin bir bahane buldunuz çıkarmadınız ayağınızdan bişey demedik ama bu delikliye tahammül göstermemi beklemeyin. öte durun.


06/07/2010

Hüseyin'im İstanbul'da...



Farkındayım, iyiden iyiye Hüseyin Çağlayan official blogu gibi davranmaya başladım, nerdeyse başka haber bulamıcaksınız artık bende. ama adam beni heyecanlandırıyo işte napabilirim! şimdi de 15 Temmuz'dan itibaren İstanbul Modern'de olacağı haberi düştü inbox'ıma. Üstelik aynı gün 17.30'da sergi küratörü Donna Loveday ile bir söyleşisi de olacak, biz de izleyebilicez hatta sorular sorabilicez. "ayyy ne tatlısın seeen" bir soru değil di mi, soru düşünmem lazım.

Sergi 24 Ekim'e kadar sürecekmiş ve ücretsiz; uzun uzun, tekrar tekrar görebilicez demektir.