29/12/2010

Urban Outfitters Türkiye'ye gönderim yapsın kampanyası!




Bütün çabam,indirimlere iç geçirerek bakan, online sipariş vermek isteyip de Türkiye'ye kargo gönderimi yapılmadığını öğrenmenin üzüntüsünü yaşayan Urban Outfitters hayranları için. Tabii kendim için de... İstinye Park'ları mı dolaşmadım, Nişantaşı'nı Top Shop'ları mı arşınlamadım.. Her bir şey yaptım, gene de kendime uygun yer bulamadım. Beni Urban Outfitters paklar. "Beni de!" diyorsanız, No Shipping No Shopping fan sayfasına üye olun, ben de onları taciz etmeye devam edeyim. Ankaraya deniz getiremem ama Türkiye'ye Urban Outfitters getirmeye kararlıyım. Hadi bakalım gazaamız mübarek olsun.

Burayı tıkla:

facebook/noshippingnoshopping

22/12/2010

Cumartesi Matchbox'tayız!







Ve Cumartesi bir yeni yıl partisi de Matchbox Cihangir'den! İçki var, müzik var, en iyi vintage parçalar var var da var. Yeri gelmişken; geçen gün Matchbox'a uğradım, çok tanıdık yüzlü bir kız sırtında balık işlemesi olan krem rengi bir gömlek deniyordu. Çok yakıştı ama sırf almasın diye sesimi çıkarmadım. Çok kötüyüm ha.. Duruyo mu bilmiyorum, Cumartesi partide bakıcam. Arada beni seven arkadaşım varsa, orda bir de renkli kuş broşu var. Gözüm hep onda ama alamadım bi türlü. Yılbaşı hediyesi falan almak isterseniz hani:p Neyse, Cumartesi görüşürüz!

Tabe Kıyamet'ten Yeni Koleksiyon







Erken yılbaşı partileri başladı! Tabe Kıyamet de bu Cumartesi, Teşvikiye'de yılbaşı partisi bahanesiyle yeni koleksiyonunu tanıtıyor. Koleksiyonun parçaları Berlin, Paris ve Los Angeles'tan. Galatasaray'daki yerlerine çok gitmiştim ama yuhlar olsun ki Teşvikiye'ye henüz uğramadım. Gayet merak içindeyim.

20/12/2010

Feriköy'de Flim-Flam




Feriköy Pazarı'na bu blogda yer verdim mi hiç? Sürekli aklımda olan, her davette beni heyecanlandıran bi yer olmasına rağmen bi türlü gidemedim. Ama bu hafta sonu kesin ordayım, çünkü Flim-Flam Dünyası da orada. Hem arkadaşımın çayını içicem, hem alışveriş yapıcam, hem ikinci el, antika ve el işine doyucam. Bir yandan da vintage kıyafetlerimi satasım var. Du bakalım kıyabilirsem.

Flim Flam Duygu'nun blogu
flimflamdunyasi.blogspot.com

Feriköy'de Bir Pazar sitesi:
ferikoydebirpazar.com

Dilan Bozyel, Kuşak Farkı'nda

Kuşak Farkı/20 Aralik 2010-diyarbakir from dilan bozyel on Vimeo.




Henüz 25 yaşında olmasına rağmen, kendini iyi bir moda fotoğrafçısı olarak kabul ettiren Dilan Bozyel, Diyarbakır'dan canlı olarak yayınlanan "Kuşak Farkı" programındaydı. Bu kızı hem çok yetenekli, hem çok akıllı bulduğumu söylemiş miydim?

Yeri gelmişken sevdiğim bi fotoğrafını da koyayım. Daha fazlası web sitesinde: dilanbozyel.com

13/12/2010

Zippora & Jessie





Koleksiyon güzel, kız güzel, o halde neden siteye gidip daha fazlasına bakmıyoruz ki?

http://www.jessiehill.net/

09/12/2010

Online Vintage Store: Pampa





Geçtiğimiz haftalarda "Yüksek bel pantolon istiyorum" diye tutturup girdiğim post'un üzerine Feride, Pampa'nın web sitesini önermiş bana. İlk defa haberim oldu. Pampa online bir alışveriş sitesi ve sadece vintage kıyafetler satıyor. Fiyatlar bana makul geldi. Sadece benim istediğim pantolon çok pahalı:p Buyurun bu da linki:

pampa.me

İnternetten alışveriş yapmayı sevmeyen vintageseverler için her zamanki gibi önerim Cihangir'deki Matchbox butik. Saba ve Verda kardeşlerin zevkine göre yurt dışından topladığı birbirinden iyi parçalar var ve vintage butiklerin o kendine has ekşi küf kokusu burada yok.

07/12/2010

making the invisible visible





Brothers & Sisters ajansından Kirsten Rutherford ve Lisa Jelliffe ikilisinin Uluslararası Af Örgütü'ne dikkat çekmek için hazırladığı “Making the invisible visible" projesi Londra sokaklarına damgasını vurdu.

02/12/2010

zıpla Kate!

Kate Moss hayranlığım Agyness Deyn hayranlığımdan önce gelir. Kimseler yokken o vardır. Çilli suratı, kedi gözleri, minik memeleri bir yana şu dünyada Johnny Depp ve Pete Doherty gibi her kadının ağzının suyunu akıtan adamları kendine aşık etmişliği vardır. O zıplamıcak, havalara uçmucak, kendini duvardan duvara savurmucak da ben mi yapıcam.Bir de benim küçük meme iyidir postum nerde, bunun altına iyi giderdi. Buyrun Kate Moss Bouncing:

Kate Moss Bouncing from darko666 on Vimeo.

01/12/2010

Craig, Kokon To Zai vitrininde

Londra'nın en sıra dışı butiklerinden Kokon To Zai, vitrinine St Martins'den henüz mezun olan Craig Green'in tasarımlarını yerleştirdi. İşte Craig'in erkek tasarımlarından bazıları:






kaynak: Dazed Digital

H&M, Amsterdam'da nasıl açıldı?



Yukarıdaki fotoğrafa bakın, ilginizi çektiyse daha fazlası için aşağıdaki videoyu izleyin. Bizde Nerdworking tarafından "yak, işlet, devret" ekseninde geçen hafta çatısı yanan Haydarpaşa Garı'na Yekpare adıyla yapılan ve binlerce kişi tarafından izlenen projenin bir benzeri. İzlerken eğlenmeyen buna konuşsun: maydonoz

3D projection mapping in the city centre of Amsterdam for H&M:

27/11/2010

Tokatlık Pantolon



Dün akşam canım arkadaşım Atgötten'e çaktığım tokatın acı ve pişmanlığıyla uyandım bu sabah. Üstümde bir ağırlık, kendimi Facebook karşısında buldum. Maksat duvarına şebeklik yapıp özür dilemek ama şu gördüğüm postla birlikte pişmanlık gitti, böyle bir rahatlama, sen bu tokatı hak ettin pis yüksek bele atlet sokma trendcisi diye içime bi rahatlık çöktü. Post bu:

http://atgotten.blogspot.com/2010/11/cekiyorum-rahatlyorum.html

Uzun zamandır şöyle yüksek belli, paçalara doğru daralan gri veya lacivert bir kumaş pantolon arıyorum. Bu, bana dedi ki "kızım beşiktaşta bi pasajda buldum, koş git al." Bak dalga geçer gibi. Bi koşu gittim, lacivertinden bi tane istedim. Satıcı kız dedi "lacivert kalmadı." "e gri ver o zaman" "grisi de kalmadı."... dedim: "arkadaşım gönderdi beni buraya, o almış", "evet" dedi satıcı kız: "yeşil kaküllü bi kız di mi, lacivertini aldı, evet"

Neyse ben çık ordan, tam iki saat Beşiktaş çarşının altını üstüne getir, yüksek belli gri veya lacivert kumaş pantolon ara, bulama. Ordan git Atgötten'le buluş, utanmaz gri yüksek bel kumaş pantolonla karşıma çık. Bak grisini de almış puşt. O yorgunlukla meraba demeden çaktım tokatı tabii. Alçak "Çorlu'dan aldım" atmasyonumun intikamını alıyor sanki.

Şimdi, pazartesi yeni bir işe başlıyorum. İlk günüm. Kıç tarafı parlamış gri kırçıllı kotla işe gitmek istemiyorum. Bu model pantolonu nerede bulabilirim, yardımcı olanı en yakın arkadaşım ilan edicem. Arzu duydum ki aynı modelin siyahını da alıcakmışsın. Ne diyim allah gözünü doyursun, vicdansız.

10/11/2010

finger skate?




Hermes, şu günlerde Finger Skate viraliyle adından söz ettiriyor. Bir zamanlar hedef kitlesinde gençler olan bütün markalar "hadi gençler çok seviyor, biz de reklamlarımızda parmak kaykayı kullanalım" demişlerdi. Çikolata reklamını hatırlayın. Hermes'in finger skate kullanmasına pek anlam veremedim. Ne yani liseli teenagerlar, "anne okulda herkesin hermes çantası var, ben de istiyorum" mu dicek? neyse bıdırdanmayı kesiyorum. Çok başarılı bulmadım ama absürdlükler kısmına koyayım bu haberi. Video Alexis Milant'a ait.




Sitesini beğendim: buradan tıkla

brand new kate moss



19 yaşındaki Ashley Smith'in bu masum fotoğrafı bana Kate Moss'un o ilk keşfedildiği zamanlardaki halini anımsattı. Söylenen o ki, modellik kariyerine henüz başlayan Ashley'i önümüzdeki dönem daha sık karşımızda görecekmişiz. Dişleri arasındaki boşluk bol şans getirsin.

27/10/2010

Muir Vidler





Bugün sizi Vogue, Vanity Fair, i.D ve Esquire gibi nice dergi için deklanşörüne basmış 1975 doğumlu İskoçyalı "talented" etiketini alnına yapıştırasıcamız fotoğrafçı Muir'le tanıştırıyorum. Ben rasgele 2 tane poto seçtim ama size portraits kısmını iyice incelemenizi öneririm. Orada nick cave'ler, graham coxon'lar göreceksiniz.

Benim seçtiğim fotolardan üstteki Türkiye'de Regina Revue adlı mekanda çekilmiş. Burası neresi, bu kız hep orda mıdır bilen eden müdavim olan varsa bi gün beraber gidelim.

Muir Vidler İstanbul Projesi

Muir Vidler Portraits

21/10/2010

white stripes: "Three’s a Crowd"






Fotoğrafçı Ewen Spencer, geçenlerde Courtney Love'ın dünyanın en iyi grubu olarak anons ettiği White Stripes'ın peşine düşüp aralarına üçüncü olarak karışıp ortaya "Three's a Crowd" kitabını çıkarmış. Kitap hem gru hakkında hem de fotoğrafçının grupla ilişkisi üzerine. 5-6 gün süren ve İngiltere'nin güneydoğu sahillerinde yapılan çekimlerin yer aldığı kitap Kasım ayında yayınlanacak. White Stripes ya da fotoğraf meraklılarının gözü şu sitede olsun:

ewenspencer.com

duvar kağıtları geri gelsin!

Wallpaper deyince artık akla sadece dergi geliyorsa sorun var demek. Duvar kağıdı modası geri gelse ve biz rengarenk evlerde yaşamaya başlasak tekrar güzel olurdu.



plastik rüya



Geçen haftaki yağmurlarda Beşiktaş'ta yürürken bir kızın ayağında görmüştüm bunun aynısını ve çok yakışmıştı. (hayır hava yağmurlu olduğu için kafam önde yürüyodum, yoksa kimseni ayağına baktığım yok, gerçekten!)

Bu yaz Melissa'nın o parmağı ucundan gösteren sandaletine kafayı takıp uyuz olmuştum. Eski postlar arasında görebilirsiniz. Bu renk, bu fiyonk ve modelle bu sefer Melissa beni benden aldı.

Detayları burada:

urban outfitters

19/10/2010

Pentax Nano Blocks rocks!




Legolarla oyunun sonu yok. Pentax, Japon Nano lego markasıyla anlaşıp bu fotoğraf makinasını tasarlamış. Tabii ki sadece Japonya'da satışta.

Diğer modelleri görmek isteyenler için burası tıklama alanı.

24/09/2010

twiggy mi adidas mı?



Jeremy Scott imzalı teddy bear'lı twigy terlikleri andıran bu modelle Adidas'a kocaman bi sıfır vermenin hazzını yaşıyorum. Otur, sıfır! Bu da dün akşam aldığımız Star Wars'a kuruş indirim yapmayıp yanına bez çanta "bile" hediye etmemenizin intikamı olsun.

21/09/2010

Rat Scabies

Yarınımı evde kalıp kışlıkları çıkarmaya ayırmışken, İspanyol tasarımcı Gori De Palma 2011 yaz koleksiyonunu hazırlamış bile. "Rat Scabies" başlıklı ve "punk rock" konseptli tasarımlar yaşadığı gibi giyinmeyenlerin üzerinde sırıtma garantisi veriyor.





leave the boy alone




Boy London'ın sonbahar t-shirt'leri hazır.

14/09/2010

Cumartesi Matchbox'tayız



Sabah evden çıktım, Saba ve Verda'ya "helöö" derken "Cumartesi bekleriz" dediler. Gelmem mi! Foturaf makinam, eski elbiselerim, rozetlerim ve düğmelerimle ordayım. Sizi de beklerim.

Olay da şu; Cumartesi günü, benim sincopumun komşuları Matchbox Butik'te, vintage DIY workshop'u var. Siz eski atsan atılmaz, satsan satılmaz kıyafetlerinizi getiriyorsunuz, onları düğmeler, rozetler, armalar, kurdelalar, incikler ve boncuklarla yepyeni bir hale sokuyorsunuz. Yani bu yaştan sonra tasarımcı oluyorsunuz! Ben denicem, çocukluk hayalim. Beğenilen tasarımların Matchbox'ta satışa çıkacağını da belirteyim. Ben bu deli işini giyemem diyene, itinayla deli bulunur. Kimse giymezse, ben giyerim coniler!

Yeri midir bilmem, size bir de bu sokağı anlatasım geldi. Cihangir'in en sevdiğim sokaklarından. Bi kere "merkezi" diye bir kişisel takıntım var benim. Matara da Meyra ve Kahvedan'ın olduğu sokak. Matchbox'ın yanında da her gün önünden geçip adını hep karıştırdığım şirin bir restoran var. Mersin Ev Yemekleri miydi acaba.. Cumartesi orada da ev yapımı kekler ve limonatalar olacak katılımcılara. Sonra bir de klasik kediler var, camında çiçekler olan penceler var. Cumartesi'ye çok yakışan bir sokak.

Gelin işte!

Tarih: 18 Eylül Cumartesi 15.00-17.30
Adres: Matchbox Vintage Boutique
Kılıcalipasa Mah. Matara Sok. No 14 Cihangir. Beyoglu (Kahvedanla Meyranın arasındaki sokak)

26/08/2010

tatile çıktım, dönücem



sevgili pıtırcıklar, uzun zamandır yazamamanın nedeni size yukarıdaki fotoğraftan çağrışım yapsın. tatile çıktım. bizim yazlık saroz denen medeniyetten uzak, çam ormanı içinde kalmış bir sahil beldesinde. tabii internet falan yok. avea jet'imi aldım yanıma ama hakkaten "kızın jeti varmış olum" geyiğinden öte bi işe yaramadı. koneksiyon yok, beni kanser ediyor. ehehe sonunda ingilizce kelime üzerinden espri yaptım ben de.

çok radikal kararlar aldım. 30 yaşındayım madem, ben de hayatımı değiştirmeliyim dedim ve ilk olarak diş fırçamı değiştirdim. dili de temizleyen tırtıklı sırtlı bi fırça aldım. sonra işimden istifa ettim. bilenler bilmeyenlere anlatsın, bir süredir dijital bir ajansta çalışıyordum. sonra yine bilen bilir sevgilim bana "cihangirde bir baskın" başlıklı yazımı yazdıran olaylara vesile olunca bir daraldım, süzüldüm, egzamalar döktüm ve dedim işte vücut sinyal verdi: istifa et. akabinde güzel olaylar gelişti. münzevi bir yaşama geri döndüm.

şimdi dışarıdan işler yapıyor, hayalimdeki dergiyi çıkarmaya çalışıyor ve bir butik açsam mı acaba diye kafa patlatıyorum. tükkanı buldum. iş şimdi biraz nakit bulmakta ve şu sorunun cevabını netlemekte: ben ne iş yapmak istiyorum yav?

bir ikizler dengesizliğine sahip biri olarak bu sorunun cevabını bir süredir kitaplarım arasına gömülmüş, reji koltuğumdan ayaklarımı denize uzataraktan düşünüyorum. kesin olan tek şey var: pipi disko bloglamaya devam edecek. yakında. takip etmeye devam edin, şevkimi kırmayın.